Depresyon ve Aile
Depresyon ve aile konusu, çocuklarda depresyonun ortaya çıkması konusunda büyük bir öneme sahiptir. Bazı ailesel faktörler dolayısıyla çocuklarda depresyon riski hem artabilir hem de azalabilmektedir. Çocuk sahibi olan ya da olmak isteyen ebeveynler bu yazıyı dikkatle okumalı ve bu konu üzerinde kafa yormalıdır.
Ebeveynlik Stilleri
Depresyon ve aile faktörleri arasında en önemlilerinden bir tanesi ebeveyn tutumudur. Ebeveynlik tarzınız çocuğunuzda depresyon riskini arttırma ve azaltma etkisine sahiptir. O zaman gelin öncelikle ebeveynlik tarzlarını inceleyelim.
Açıklayıcı-Otoriter (Demokratik) Ebeveynlik
– Bu ebeveynlik tarzını kullanan ebeveynler çocuklarına sıcak davranırlar, çocuklarının ihtiyaçlarını tutarlı bir şekilde karşılamaya özen gösterirler.
– Çocuklarının kararlarında onlara destek olur, kararlarına saygı duyar ve onlara özerklik kazanmaları konusunda alan tanırlar.
– Çocuklarına belirli sınırlar koyarlar ancak bu sınırları çocuklarıyla konuşarak yaparlar.
– Çocuklarından koyulan kurallara uymalarını beklerler, çocuklar da kurallara uyar çünkü bu kuralların neden gerekli olduğu çocuk ile tartışılır ve bu kurallar çocukla bir anlaşmaya varılarak yaratılır.
– Böylelikle ebeveyn-çocuk ilişkisi iki yönlü bir iletişime sahip olur ve çocuklar ebeveynlerinden korkmazlar.
– Bu sayede çocuklar daha bağımsız, daha duyarlı ve sorumlu, kendi duygularını düzenleyebilen, bilişsel ve duygusal işlevselliği daha yüksek bireyler olurlar.
Bu ebeveynlik tarzına sahip ebeveynlerin çocuklarında daha yüksek öz-saygı, daha yüksek yaşam doyumu ve daha düşük depresyon gözlemlenmiştir.
Otoriter Ebeveynlik
– Otoriter ebeveynler ise çocuklarına çok katı kurallar koyarlar.
– Kuralların neden böyle olduğunu çocuk ile asla tartışmazlar ve çocukların kesinlikle bu kurallara uymaları beklenir.
– Çocukları kendi istedikleri şeylere yapmaya zorlarlar, özgürlüklerini kısıtlarlar ve onlar adına kararlar alırlar.
– Davranışlarını kontrol etmeye çalışırlar ve daha az destek ve sıcaklık gösterirler.
– Bu ebeveyn-çocuk ilişkisi ise tek taraflıdır ve genellikle çocukların kendilerini ifade etmelerine izin verilmez.
– Çocuklarına iletişim kurmak yerine daha çok kabul etmek öğretilir ve böylelikle çocukların iletişim becerileri ve duygu düzenleme becerileri gelişmez.
Bu yüzden de bu ebeveynlik stili ile yetişen çocuklarda yüksek depresyon gözlemlenmiştir.
İzin Verici Ebeveynlik
– İzin verici ebeveynler çocuklarına fazla müsamaha gösterirler ve herhangi bir kural, sınır koymazlar.
– Bu ebeveynler kendilerini çocuklarının kullanacağı bir kaynak olarak görürler.
– Çocuklarının her istediğini yapma eğilimindelerdir ve evdeki kuralları genellikle çocuklar belirler.
– İşte bu yüzden bu çocuklarda kendi davranışlarını kontrol etme ve olgunluk gelişmez.
– Hatta evin bütün yükünü ve stresini kendi omuzlarında hissederler ve kendi hayatlarından çok ev ile ilgili şeylerle ilgili stres olmaya başlarlar.
Bu sebepten dolayı bu ebeveynlik tarzı ile yetişen çocuklarda yüksek depresyon gözlenmiştir.
İhmal Edici Ebeveynlik
– İhmal edici ebeveynler ise çocuklarına çok az zaman ayırır.
– Çocuklarının ihtiyaçlarını ihmal eder ve karşılamaz.
– Çocuklarıyla çok az etkileşim kurar, çok az pozitiflik ve sıcaklık gösterir.
– Böylelikle çocuklarda kendilerine karşı değersizim, suçluyum, istenmiyorum gibi negatif duygular gelişir.
– Bu çocuklar utanç duygusu hissettiğinde, yanlarında duygularını düzenleyebilecek ve onlara yol gösterebilecek bir ebeveyn bulamazlar bu yüzden de bu duygularını bastırmaya çalışırlar.
Bastırılan bu duygular daha çok üzüntü, kendi kimliğini gizleme, sosyal izolasyon ve depresyona sebep olur.
Özetlemek gerekirse açıklayıcı-otoriter ebeveynlik tarzı çocukların kendilerine olan saygılarının ve duygu düzenleme becerilerinin gelişmesine imkan verdiği için bu çocuklarda depresyona az rastlanmaktadır. Ancak otoriter, izin verici ve ihmal edici ebeveynlik tarzı çocukların bu becerilerinin yeterince gelişememesine sebep olur. Böylelikle bu ebeveynlerin çocuklarında daha yüksek depresyon riski görülmüştür.
Depresyon ve Aile: Duygular
Duygu Düzenleme
Depresyon ve aile faktörleri arasında bir diğer önemli etkiye sahip bileşen duygu düzenlemedir. Çocuğun duygularını düzenlemesi içsel ve dışsal bazı süreçler ile gerçekleşir. Çocuklar öncelikle ebeveynlerinin duygularını ifade ediş ve düzenleme şekillerini gözlemler. Ebeveynlerin kendi duygularına yaptığı duygusal koçluk ve ebeveynlik stilleri çocuğun duygu düzenleme becerisi üzerinde etkilidir.
Duygu Sosyalleştirme
Duygu sosyalleştirme, ebeveynlerin çocuğun duygularını düzenlemesi, ifade etmesi ve deneyimlemesi üzerindeki etkisidir. Çocuğun duygusal gelişimi hem ebeveynlerin kendi duygularını ifade ediş biçimlerinden hem de ebeveynlerinin çocukların duygularını ifade ediş biçimlerine verdiği tepkiler ile oluşur.
Duygu sosyalleştirme, duygularını iyi ve tutarlı bir şekilde ifade eden, çocuklarının duygularına da aynı şekilde sıcak ve kabul edici şekilde yaklaşan ve çocuklarının duygularını düzenlemesi konusunda yardımcı ve destekleyici olan ebeveynlerin çocuklarında, depresyona karşı koruyucu bir faktör olarak bulunmuştur.
Duygu Koçluğu
Duygu koçluğu, çocuğun sağlıklı bir şekilde gelişebilmesi için ebeveynlerin çocuklarının duygularına karşı destekleyici, güvenilir, anlayışlı ve empatik bir şekilde yaklaşmasını içermektedir.
Ebeveynlerin çocukların duygularını bir yakınlık ve öğretme fırsatı olarak görmeleri gerekir. Çocukların duygularını onaylamak ve yaşadıkları sorunları duygularıyla birlikte çözmelerine yardımcı olmak duygu koçluğunda önemlidir.
İyi duygu koçluğu yapan ebeveynlerin çocuklarının daha iyi duygusal düzenleme yapabildiği görülmüştür. Dolayısıyla da bu çocuklarda daha az depresyona rastlanmıştır.
Tutum
Çocuk negatif duygusal bir olay yaşadığında ebeveynlerin bu olay karşısındaki tutumları çocukların depresyonunda belirleyici bir rolü vardır.
Negatif duygusal olay karşısında daha kabul edici, destekleyici, çocukların hissettikleri duyguları tartışan ve başa çıkma stratejileri hakkında konuşan ebeveynlerin çocuklarının daha az stres hissettikleri, daha az bunalmış hissettikleri ve daha az depresif hissettikleri görülmüştür.
Ancak negatif duygusal deneyim karşısında negatif tutuma sahip ebeveynler olduğunda, çocukların yaşadığı bu deneyimi ve duygularını görmezden gelen, önemsemeyen ve çocuğun duygularını değiştirmeye çalışan ebeveynler olduğunda çocuklar reddedilmiş hisseder ve hatta ebeveynlerinden korkar. Bu da daha fazla strese ve depresif hissetmelerine yol açar.
Pozitif duygusal bir deneyim karşısında annelerin tutumu cezalandırıcı, çocuğun davranışlarını baskılayıcı, pozitif duygusal sosyalleşmeyi geçersiz kılan davranışları olduğunda çocuklarda kaçınma davranışları ve duyguları düzenleyememe görülür. Bu da depresyona sebep olur.
Depresyon ve Aile İçi Çatışma
Depresyon ve aile faktörleri arasında aile içi çatışma ve boşanma da yer almaktadır. Negatif aile ortamı, sosyal desteğin az olması, çok fazla çatışma kişilerde depresyonun belirleyicilerindendir.
Ailede çatışma olduğunda çocuk kendini suçlar, kendini zayıf ve kusurlu hisseder, bu çatışmaya kendisinin sebep olduğunu düşünür ve olaylar karşısında daha depresif atıflar yapmaya başlar. Bu da arkadaşlarıyla olduğu zamanlarda daha çok arkadaş stresi hissetmelerine yol açar. Ailedeki çatışma ve arkadaş ilişkilerindeki stres birleşerek kişiyi depresyona yatkın hale getirir.
Boşanma
Boşanmış ailelerin çocuklarında boşanmamış ailelerin çocuklarına göre daha yüksek depresyon gözlemlenmiştir. Bunun bir sebebi stres dolu deneyimler olabilir. Ebeveynler boşandığında çocuk bir ebeveyniyle yaşamaya başlar ve evdeki diğer ebeveynin evden ayrılışıyla bir ebeveyn kaybı yaşar. Haliyle iki ebeveyniyle de bu durum dolayısıyla ilişkilerinde bozulmalar olur. Eskiden evde kendine duygusal olarak destek olabilecek iki ebeveyn varken artık bir tane kalmıştır ve duygusal destek verecek bir kişi evden ayrılmıştır.
Bir başka sebebi ise stres dolu yaşam olayları olabilir. Çocuk artık tek bir ebeveyniyle yaşayacaktır ve belki de birlikte yaşayacağı ebeveyn evden ayrılmak zorunda kalmıştır. Başka bir yere taşınmanın yarattığı stresi çocuk hisseder. Başka yere taşınan çocuk okul değiştirmek zorunda kalır ve bu da çocuk için stres dolu bir olaydır. Daha az görüştüğü ebeveyninin ailesi büyükannesi, büyükbabası ile daha az konuşmaya ve görüşmeye başlayabilir. Bunlara ek olarak ebeveyninin başka biriyle yeniden evlenmesi çocuk için tamamen bir belirsizlik ve büyük bir stres kaynağıdır.
Stres dolu deneyimler ve yaşam olayları bir araya getirerek kişinin depresyon deneyimleme riskini yükseltir.
Bunlara ek olarak bir ebeveynin evden gitmesiyle birlikte eve giren para miktarı da azalacağı için finansal sorunlar yaşanabilmektedir. Boşanmış ve finansal sorun yaşayan ailelerin çocukların yetişkinlik döneminde depresyon yaşama riski fazladır.
Sonuç
Özetlemek gerekirse, çocuğun deneyimleri karşısında ebeveynin çocuğa yaklaşımı, çocuğun depresyon deneyimlemesi üzerinde önemli bir etkiye sahiptir. Çocuğun duygularını önemseyen, çocuğa sıcak ve destekleyici bir şekilde yaklaşan, onunla duygularını konuşan, paylaşan ve yol gösteren ebeveynlerin çocuklarında depresyon görülme riski düşüktür.
Bu yazıyı okuduktan sonra ben nasıl bir ebeveynlik stiline sahibim, çocuğumun deneyimleri karşısında nasıl bir tutum sergiliyorum, duygularımı çocuğumla paylaşıyor muyum ya da onun duyguları karşısında ne gibi tepkiler gösteriyorum gibi soruları kendinize sorarak ebeveynlik tarzınız ve çocuğunuza yaklaşımınız konusunda farkındalık kazanabilirsiniz.
Kaynakça
- Auerbach, R. P., & Ho, M. H. R. (2012). A cognitive-interpersonal model of adolescent depression: The impact of family conflict and depressogenic cognitive styles. Journal of Clinical Child & Adolescent Psychology, 41(6), 792-802. https://doi.org/10.1080/15374416.2012.727760
- Barton, A. L., & Hirsch, J. K. (2016). Permissive parenting and mental health in college students: Mediating effects of academic entitlement. Journal of American College Health, 64(1), 1-8. https://doi.org/10.1080/07448481.2015.1060597
- Baumrind, D. (1991). The influence of parenting style on adolescent competence and substance use. The Journal of Early Adolescence, 11(1), 56-95. https://doi.org/10.1177/0272431691111004
- Bennett, D. S., Sullivan, M. W., & Lewis, M. (2010). Neglected children, shame-proneness, and depressive symptoms. Child Maltreatment, 15(4), 305-314. https://doi.org/10.1177/1077559510379634
- Mazza, J. J., Abbott, R. D., Fleming, C. B., Harachi, T. W., Cortes, R. C., Park, J., … & Catalano, R. F. (2009). Early predictors of adolescent depression: A 7-year longitudinal study. The Journal of Early Adolescence, 29(5), 664-692. https://doi.org/10.1177/0272431608324193
- Milevsky, A., Schlechter, M., Netter, S., & Keehn, D. (2007). Maternal and paternal parenting styles in adolescents: Associations with self-esteem, depression and life-satisfaction. Journal of Child and Family Studies, 16(1), 39-47. https://doi.org/10.1007/s10826-006-9066-5
- Morris, A. S., Silk, J. S., Steinberg, L., Myers, S. S., & Robinson, L. R. (2007). The role of the family context in the development of emotion regulation. Social Development, 16(2), 361-388. https://doi.org/10.1111/j.1467-9507.2007.00389.x
- O’NEAL, C. R., & Magai, C. (2005). Do parents respond in different ways when children feel different emotions? The emotional context of parenting. Development and Psychopathology, 17(2), 467-487. https://doi.org/10.1017/S0954579405050224
- Strohschein, L. (2005). Parental divorce and child mental health trajectories. Journal of Marriage and Family, 67(5), 1286-1300. https://doi.org/10.1111/j.1741-3737.2005.00217.x
- Wauterickx, N., Gouwy, A., & Bracke, P. (2006). Parental divorce and depression: Long-term effects on adult children. Journal of Divorce & Remarriage, 45(3-4), 43-68. https://doi.org/10.1300/J087v45n03_03
- Yap, M. B., Allen, N. B., & Ladouceur, C. D. (2008). Maternal socialization of positive affect: The impact of invalidation on adolescent emotion regulation and depressive symptomatology. Child Development, 79(5), 1415-1431. https://doi.org/10.1111/j.1467-8624.2008.01196.x