Bilişsel çelişki nedir? Bilişsel çelişki kuramını daha önce hiç duydunuz mu? Çelişkileri nasıl çözüyoruz? Peki bu çözümler hep işlevsel midir? Bu yazımızda size bu soruların cevaplarını veriyorum. Bu yazıyla birlikte bilişsel çelişkiler hakkındaki farkındalığınızı genişletmeyi umuyorum. Ayrıca bundan sonra tutarsız düşünce ve davranışlarınızı değiştirebileceğinizi düşünüyorum. Bilişsel çelişki kuramı hakkında daha fazla bilgi almak için hemen aşağı kaydırın!

Bilişsel Çelişki Kuramı Nedir?

Öncelikle bilişsel çelişkinin ne olduğu hakkında sizi bilgilendirmek istiyorum. Klasik sosyal psikolojide bu kuramın gerçekten derin kökleri vardır. Bilişsel çelişki kuramı önemli bir sosyal psikolog olan Leon Festinger’e aittir. Festinger 1962 yılında bilişsel çelişkinin ne olduğundan ve insanların bununla nasıl başa çıktıkları hakkında önemli bilgiler ortaya atmıştır. Peki nedir bu bilişsel çelişki? En temelde bilişsel çelişki bir tutarsızlıkla ilgilidir. Düşüncelerimiz ve davranışlarımız arasındaki tutarsızlığa temel olarak bilişsel çelişki denir. Birbiriyle tutarsız iki düşünceye sahip olduğumuzda bu iki düşünce birbiriyle çelişir. Bu çelişkili düşünceler karşısında kendimizi psikolojik olarak rahatsız hissederiz. Hissettiğimiz rahatsızlık bizi bu çelişkiyi ortadan kaldırmak ve bir uyum yaratmak için motive eder. Ancak bunu genellikle çelişki yaşadığımız durumdan kaçınarak yaparız.

Bilişsel Çelişki Kuramı Hakkında Bir Deney Örneği

Bilişsel çelişki kuramı ile ilgili bir deney örneğine geçelim. Araştırmacılar bir laboratuvar deneyi oluşturdu. 71 katılımcı, bir çivi tahtasındaki çivileri bir saat boyunca döndürmek gibi bir dizi sıkıcı görevi gerçekleştirmek için çalışmaya katıldı. Daha sonra araştırmacılar, katılımcılardan bir şey yapmasını istedi. Eğer deney odasından çıkıp, bekleyen diğer katılımcılara görevin eğlenceli olduğunu söylerlerse onlara para vereceklerini söylediler. Ardından bir gruba 1 dolar, diğer gruba ise 20 dolar verdiler.

Sonrasında araştırmacılar katılımcılardan görevi değerlendirmelerini istedi. Sonucunda yalnızca 1 dolar ödedikleri katılımcılar sıkıcı görevi daha eğlenceli olarak değerlendirdi. Çünkü 1 dolar, yalan söylemek için yeterli değildi. İlk düşünceleri “yaptığım görev çok sıkıcıydı”, ikinci olarak da “görevin çok eğlenceli olduğunu söylersem 1 dolar alacağım ama 1 dolar yalan söyleye değmez” diye düşündüler ve bilişsel çelişki yaşadılar. Bu durumda çelişki yaratan düşüncelerini değiştirerek “yoo aslında deney o kadar da sıkıcı değildi, hatta eğlenceliydi” diye düşünmeye başladılar. 20 dolar alan katılımcılar ise ” 20 dolar görevin eğlenceli olduğunu söylemem için yeterli” diye düşünerek bilişsel çelişki yaşamadılar.

Bu ilginç değil mi? Aynı durumda olsaydınız, kendi bilişsel çelişkinizle başa çıkmak için aynı şeyi yapar mıydınız?

Bilişsel Çelişki Hakkında Bir Örnek

Bir örnek verip bunu daha açık bir hale getireyim. Sigara içen birini örnek alalım. İki farklı düşünceye sahip bir kişiyi düşünün. Bu kişinin düşüncelerinden biri “sigara içiyorum”, diğeri ise “sigara içmek sağlığa zararlıdır” olsun. Bu kişi aynı anda iki farklı şekilde düşünüyor ama bu düşünceler tutarsız görünüyor. Çünkü sigara içmenin kötü olduğunu bilen bir kişinin muhtemelen sigara da içmiyor olması gerekir. Bu da gösteriyor ki bu kişi bu durumdan dolayı bilişsel çelişki yaşıyor. Genellikle bu gibi durumlarda birbiriyle tutarsız düşünceleri aynı anda düşündüğümüzde hem fiziksel hem de içsel rahatsızlık hissederiz. Doğal olarak ne zaman kötü hissetsek, daha iyi hissetmek isteriz! Bu yüzden de bu çelişkiyi bir şekilde çözmemiz gerekir.

Baş Etmenin Yolları

Bilişsel çelişki ile baş etme yollarıyla devam edelim. Bilişsel çelişki ile baş etmenin üç yol var.

1. YOL: Düşüncelerden birinin değiştirilmesi (İşlevsiz Yol)

İlk olarak, bu düşüncelerden birini değiştirebilirsiniz. Sigara içmenin kötü olduğunu anlayan ama aynı zamanda içmeye devam eden sigara içici örneğine geri dönelim. Bu kişi bu düşüncelerinden birini değiştirip “Aslında sigara içmek kötü değil, sağlığa zararlı değil” diyebilir. Çelişki ile başa çıkmanın bir yolu olarak, bu düşüncelerinden birini değiştirecektir. Ancak bu yol her zaman işlevsel değildir. Çünkü bu kişinin değiştirdiği düşüncesi yanlıştır. Sigara içmek aslında sağlığa zararlıdır. Ama bu kişi yaşadığı çelişkiden kurtulmak için bu düşünceyi çarpıtarak sigaranın zararlı olmadığı düşüncesine kendini inandırmaya çalışır.

2. YOL: Yeni düşünceler eklemek (İşlevsiz Yol)

Çelişki ile baş etmenin bir diğer yolu yeni düşünceler eklemektir. Örneğin, bu kişi “Evet sigara içmek kötü. Evet sigara içiyorum ama çok da fazla meyve yiyorum” veya “Sigara içen de ölüyor içmeyen de” diyebilir. Düşüncelere yeni düşünceler eklemek, davranışı rasyonelleştirmeye yardımcı olur. Böylece bu kişi bilişsel çelişkisinden kurtulmuş olur. Ancak bu da işlevsel bir yol değildir. Çünkü hem sağlıklı bir seçim yapmamış olur hem de kaçınma davranışlarıyla yaptığı şeyi doğrulamaya çalışır.

3. YOL: Davranışı değiştirmek (İşlevsel Yol)

Bu kişinin yapabileceği en işlevsel şey, davranışı değiştirmektir. Tahmin edebileceğiniz gibi, bu kişi davranışı değiştirmenin bir yolu olarak sigarayı bırakacaktır. Bu işlevsel bir yoldur. Çünkü sigara sağlığa zararlıdır. Zararlı olduğunu bilen bir kişi kendi sağlığını düşünür ve sigara içmez. Böylelikle yaşadığı bilişsel çelişki de ortadan kalkmış olur.

Bilişsel çelişkilerinizi fark etmek ve çözmek için hangi yolu kullanacağınıza karar vermek size kalmış. Umarım bu yazı aydınlatıcı olmuştur!

Bloğumuzdaki diğer psikoloji yazılarına buradan ulaşabilirsiniz.

Yeni çıkan yazılardan haberdar olmak için bizi Instagram‘dan takip etmeyi unutmayın.

Kaynakça

Festinger, L. (1962). A theory of cognitive dissonance (2nd ed.). Stanford University Press.

Festinger, L., & Carlsmith, J. M. (1959). Cognitive consequences of forced compliance. The Journal of Abnormal and Social Psychology58(2), 203. https://psycnet.apa.org/doi/10.1037/h0041593